12 Ekim 2010 Salı

SEN


Sevgili misin? Hayır


Aşığım? Hiç değil


Sen..


Sen sıla hasreti, anne kokusu


Sen gün ışığı, iyot kokusu


Sen bildiğim, bana ait herşeyin ortağı


Kayıplarımın sesi, soluğu


İç sesim , çığlığım


Sen pişmanlığım , sorgularım...


Sen...



Sen , tüm soruların cevabı

Uzanıp da tutamadığım elsin.










ZÜHRE




6 Ekim 2010 Çarşamba

DOSTLAR


Anılarla ve kahkaharla dolu harika iki gün geçirdim. 2004'den beri ABD' de yaşayan ve neredeyse 5 yıldır görmediğim canım dostum, kardeşim Nihan geldi. ABD macerası başlamadan önceki tüm aşamaları birlikte yaşamış ilk gidişinde arkasından hüzün ve endişe dolu gözlerle el sallamıştım. Ama o buradaki başarılarına orada da hergün bir yenisini ekleyerek gurur kaynağım olmaya devam ediyor. Başarılarından sadece biri olarak ünlü çizgi film Pembe Panter'in yine onunla özdeşleşen müziğinin bestecisi Hanry Mancini adına kurulan Enstitü' nün açmış olduğu beste yarışmasında dereceye girmek. Daha ne diyeyim! O bir kompozitör, o bir ressam, o bir müzisten ... uzayıp gider.


İstanbul'a geldiği günün akşamı eve gittik. Balkız önce edalı edalı baktı ardından üzerine atladı. Sofrayı hazırlayıncaya kadar Nihan'a evi gezdirmekle başlayıp çekmecesindeki tüm kıyafetleri bir bir gösterip yerlere attı. Sonrasında saklanbaç, zıplama , atlama, çığlık atmaca....Nihan'ın kardeşi tatlı Aslı'nın BAlkız'a özel yaptığı çiçek kız aparatları ile BAlkız süslenerek, Nihan'ın Bursa'dan kumaşlarını alıp hepimize özel olarak diktirdiği Arnavut Şalvarları ile şalvar partisi yaptık.Aman ne rahatmış. Benim kocişin yorumu hemen şöyle oldu: " Ecdat işi biliyormuş" :)). Tevekkeli babaanemle anneannem kışın pazen, yazın basma şalvar diktirir; ancak gezmeye giderken "entari" giyinirdi.

Gece Balkız'dan arta zamanlarda hep konuştuk, konuştuk ve bolca güldük.Anlatacak şeyler o kadar birikmiş o kadar susamışız ki birbirimize.


Sabah erkenden Balkız'a yakalanmadan çıktık evden. Duruşmanın olmadığı gün olması beni rahatlatırken ofise vardık.İçeri girer girmez diğer kankamız Yeco'yu aradık . Yeco benim İstanbul maceramın ilk tanığı, ortağı ve benim bu şehre alışmamdaki ilk desteğim.Ona çooook şey borçluyum çok! O benim Beyoğlu Ofis Maceraları'nda anlattığım biricik ortağımın ablası. Benim dostum, sırdaşım. Nihan'la ikisi hayatımın en zor , en karışık ve en mutsuz günlerimin ortağı olup birlikte geçirdiğimiz harika anıların baş kahramanları. . DOST! Dost diye düşündüğümde hep ikisi gelir aklıma burda. Vazgeçilmezlerim..


Yeco'nun gelmesiyle birlikte üçlü bir sarılış !!! Bağırış, çağırış ve kahkahalar çınlattı kahvaltı sofrasını. Neler hatırlandı, neler anlatıldı..2001 ve 2002 yılbaşını birlikte geçirdiğimizi unutmuşuz. Bir gece evdeki tüm likörlerin üzerine içtiğimiz şaraplar sayesinde insanlıktan çıktığımız an.. Aman Yarabbi neler yapmışız. Belki o zamandan beri ben hiç içmiyorum.Hatta tövbeliyim :)) Gittiğimiz konserler, insan manzaraları; bir sürü anektotlar !


Saatler çok çabuk geçti ve ayrılık vakti geldi. Yeco işleri sebebiyle erken vedalaşırken Nihan'da birkaç alışveriş sebebiyle İstiklal'e çıktı. Birkaç saat sonra tekrar telefonlaşıp buluştuk Nihan'la. Uzun zamandır özlenen kumpirle midemizi doyururken sohbete devam ettik. Bu arada kumpir İzmir'de ilk çıktığında ben üniversite 1. sınıfta okuyordum ve o zamanki adı da " Baked Patato" idi. Nedense yıllar sonra İstanbul'a geldiğimde adının kumpir olarak değiştirildiğini öğrendim. Bunu eşime anlatığımda ilk tepkisi " tabii siz İzmirliler sosyetesiniz, sosyete! " oldu :))


Ayrılıkları hiç sevmem, vedalaşmaları da. Ne yapacağımızı bilemedik Nihan'la. Birkaç dakika ayrılamadık birbirimizden. Seneye görüşeceğiz demek ağır geldi bize.Kısa bir hesapla en iyimser tahminle 8 ay sonra görüşebileceğimiz çıkamadı dilimizden. Ben işin kolayına kaçıp ağlamamak için 15 gün sonra görüşeceğiz dedim. 15 gün sonra !! Evet evet dedi Nihan'da dolu gözlerle. Hasrete hasret yüklenen sevgiyle sarıldık tekrar tekrar.. Umarım 15 gün kadar kısa gelecek ve geçecek süre içerisinde tekrar görüşürüz niyetiyle arkama bakamadan salındım ofise.


İnsanın hayattaki en büyük kazançları olarak elde ettiği dostlarla hayatın nasıl anlamlı ve katlanılır kılındığını düşünürken içim ısındı ; eve gidiş yolu
bile kısaldı.


İyi ki varsınız!!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...