18 Aralık 2011 Pazar
HASLET ( ! )
Canımı çektirenler :
1- Şöööyleee içi hınca hınç dolu bir müzik holde muhteşem bir şov eşliğinde şarkı söylemek ( çıkıp gitme tercih meselesidir )
2- Sabahtan çıkıp tekrar gün doğumuna kadar gezmek, tozmak, avarelik etmek,serseriliğin dibine vurmak
3- Haftada iki gün hiç bişey yapmadan,yemeden,içmeden yatmak ; uyumak , uyanmak ve tekrar uyumak
4- Tek anlatımda anlaşılabilmek
5- Sansürsüz küfretmek , adam dövmek
6- Kaşlarımı jiletle kazımak ( yok hayır delirmedim :)
7- Eve geldiğimde yaklaşık bir saat kimseyle konuşmamak
8- Hati'nin külotlarla havluları birarada yıkamadığını görmek
9- Çizgi film kahramanı olmak
10-Gece saten geceliklerle yatıp üşümemek , kalkıp tekrar penyelere bürünmemek
11-Damdan dama koşmak , atlamak , uçmak , kafa üstü düşmek ama ölmemek
12- Işınlanmak,istediğim her yere
13- Bir teknede yaşamak , uyanır uyanmaz denize atlamak
14- Arada sırada Ay' a da gitmek ve zıp zıp yürümek
15-Metrobüse binerken önümdekine bir çimdik atabilmek
16-Arabayla giderken önümdeki arabaya BAM diye geçirmek ve bunu defalarca tekrarlamak
17- Muhteşem dans edebilmek
18-Karşı masada bana bakıp çemkirerek savunma yapan avukatın burun deliklerine parmak sokmak
19-Avazım çıktığı kadar çığlık atmak
20-Saçlarımı yeşile boyatmak
21-İşi düştüğüne hatır sormak bahanesi yapan, tam kapatırken asıl sorununu anlatanların üzerine kusmak
22-İki çocuk daha doğurarak hiç kilo almamak ve o bebelerin ben hiçbişey yapmadan kendi kendilerine büyüdüklerini görmek
23-Nerdesin ? diye soranlara Cehennemin dibinde , diyebilmek
Durup düşnmeye başladığıma göre bitti sanırım...
16 Aralık 2011 Cuma
MARŞ MARŞ MARŞ
Ey Vataaaan gözyaşlaaaarın
Dinsin yetiştik çünkü biz!
Gül ki seeeen neşeenle
GÜL-SÜN AY! GÜ-NEŞ! TOP-RAK! DE-NİZ !
Ey Vataaaan gözyaşlaaaarın
Dinsin yetiştik çünkü biz!
Çoğu zaman dilimde melodi olur ya da beynimin içinde notalar dans eder ve ben o melodileri dinleyerek uyur ve uyanırım. Bu sabah yukardaki marşla uyandım. Hayırdır , cenk'e de çıkmıyoruz dedim :) Bu melodiler beni ortaokul yıllarına,okul sıralarına konduruverdi. Genelde günün en son saatlerinde yapılırdı müzik dersi. Günün tüm yorgunluğuyla hele hele de bir marşsa asılırdık dizelere bağıra çağıra; coşar, rahatlar, gevşerdik. Bayılırdım marşlara. Okul gezilerinin, otobüslere doluşan öğrencilerin neşe içinde coşarak söylediği marşlar hep umut ve mutluluk vermiştir bana.
İşte bu sabah da böyle uyandım; içimdeki coşkuyla yola koyuldum. Ama tüm coşkuları bir iğne misali patlatan , iki ileri bir dur ile devam eden trafikte birden aklıma bu sefer başka bir marş geldi,
" Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa
Askerin milletin bayrağınla çok yaşa
( Burada bağırıyorum ) Arş arş arş ileri ileri
Arş ileri marş ileri
Dönmez geri Türk'ün askeri
Sağdan sola soldan sağa
Al da bayrağın düşman üstüne!
.............
15 Aralık 2011 Perşembe
8 Aralık 2011 Perşembe
MİM
Mimlendim yine ! Bu üçüncüsü..İlk ikisinde tüm açıklarımı, deli bu dedirtecek tüm sırlarımı ifşa ettim. Ama bu son mim "Hypo" dan geldi. Onu kıracağıma bileğimi kırarım da yine yazarım :)))
İşte! Hakkımdaki 7 gerçek :
1- Kendimi bildiğim ve hatırladığım yaşlardan bu yana ara ara ailemin kaybı durumunda ne yapacağımı düşünür , kendi kendime ağlarım. Sanırım bu durum beş yaşındaki Balkız'ıma da genlerle intigal etmiş olmalı ki arada " anneciğim sen ölürsen ben ne yaparım" diyerek bu sebeple ağlar.
2- Dışarıya küpesiz çıkmam. Elim otomatikman kulaklarıma gider mutlaka kontrol ederim. Ola ki takmadan çıkmışsam ki bu çok ender bir durumdur, kendimi çıplak hissederim .
3- Özgürlükçü, rahat , güler yüzlü , kibar görünümümün altında otoriter ve kuralcı bir yapıya sahibim. Özgürlükçü ve kuralcılık nasıl bir arada bulunur yıllardır düşünür bulamam :)
4- Her öğünü kahvaltı ile geçiştiremem. Ola ki iki öğünü geçiştirdiysem üçüncü öğünde mutlaka normal yemek yemem lazım yoksa Frankenstein'a dönüşür ortalığa sinir bulaştırırım.
5- Yattıktan sonra ortalıkta dolaşılmasından hoşlanmam. Fena takarım açılan kapılara,topuk seslerine...Bu sesler büyür büyür yumak olur kulağımda. Ama herkes yattıktan sonra da uyuyamam korkarım ,her yerden çıt sesleri gelir :))
7- Çok sinirlendiğimde ya da sıkıntılı bir durum içindeysem boğazım gıcıklanır ve öksürürüm.
OHHHH bitti !!! Bundan önce o kadar saymışım ki bu sefer zorlandım. Durun siz söylemeden ben söyleyeyim pek de normal değilim :))
Kimleri mimleyeceğim? Zorlama yok , isteyen herkes bu mim'i üzerine alabilir ve bloğunda hoş seda bırakabilir.
Herkese kocaman sevgilerle !
İşte! Hakkımdaki 7 gerçek :
1- Kendimi bildiğim ve hatırladığım yaşlardan bu yana ara ara ailemin kaybı durumunda ne yapacağımı düşünür , kendi kendime ağlarım. Sanırım bu durum beş yaşındaki Balkız'ıma da genlerle intigal etmiş olmalı ki arada " anneciğim sen ölürsen ben ne yaparım" diyerek bu sebeple ağlar.
2- Dışarıya küpesiz çıkmam. Elim otomatikman kulaklarıma gider mutlaka kontrol ederim. Ola ki takmadan çıkmışsam ki bu çok ender bir durumdur, kendimi çıplak hissederim .
3- Özgürlükçü, rahat , güler yüzlü , kibar görünümümün altında otoriter ve kuralcı bir yapıya sahibim. Özgürlükçü ve kuralcılık nasıl bir arada bulunur yıllardır düşünür bulamam :)
4- Her öğünü kahvaltı ile geçiştiremem. Ola ki iki öğünü geçiştirdiysem üçüncü öğünde mutlaka normal yemek yemem lazım yoksa Frankenstein'a dönüşür ortalığa sinir bulaştırırım.
5- Yattıktan sonra ortalıkta dolaşılmasından hoşlanmam. Fena takarım açılan kapılara,topuk seslerine...Bu sesler büyür büyür yumak olur kulağımda. Ama herkes yattıktan sonra da uyuyamam korkarım ,her yerden çıt sesleri gelir :))
6- Güzel ayağa bayılırım ama kesinlikle fetişist değilim :)
7- Çok sinirlendiğimde ya da sıkıntılı bir durum içindeysem boğazım gıcıklanır ve öksürürüm.
OHHHH bitti !!! Bundan önce o kadar saymışım ki bu sefer zorlandım. Durun siz söylemeden ben söyleyeyim pek de normal değilim :))
Kimleri mimleyeceğim? Zorlama yok , isteyen herkes bu mim'i üzerine alabilir ve bloğunda hoş seda bırakabilir.
Herkese kocaman sevgilerle !
6 Aralık 2011 Salı
SERVER TANİLLİ ÖLDÜ ( MÜ?)
Server Tanilli öldü !..
Bu tümcenin ifade ettiği anlam , bir yaşamın sona ermesi olarak algılanıyorsa bir yerlerde eksiklik var demektir. Çünkü O'nun sona eren yaşamı, 80 yıla sığdırılan özverinin öyküsü gibiydi. Bir gününü bile kendisi için yaşamadığı , toplumculuğun biçimlendirdiği bir yaşamın...
Ölecekti elbet...Niye ölmesindi ki...Üstelik tam da 80' ine vurmuşken yaşam...1978 den bu yana kahpece bir suikastın kendisini mahkum ettiği sandalyede , faşizme ve gericiliğe karşı inatla çevirdiği tekerlek bir gün dönmeyecekti elbette...
Ama bilinmelidir ki, dün biten O'nun yaşamı değildir sadece...Giden Server Tanilli değildir yalnız...
Halkına ve öğrencilerine adanmış bir yaşamı , kendisine ait saymadan yaşayan gerçek bir sosyalistti....Düşüncelerini sadece ifade edilen değerler olmakla sınırlı saymayan , yaşamını da düşünceleri ölçeğinde biçimlendiren bir savaşçı...
Korkusuz bir yürekti O...1 nolu amfiyi tıklım tıklım dolduran merak , sadece orada açılacak yeni ufukların yine o dönemlere özgü bilgi açlığıydı.
O , gerçek bir aydınlanmacıydı...Sosyolojik tahlillerden imbiklenmiş özgün değerlendirmelerin zenginleştiği, antiemperyalist özü öne çıkarılmış Milli Mücadele , O' nun ifadelerinde son derecede de gerçek bir yörüngeye oturmaktaydı.
Bir gün bile eğilmedi...
Bize ışık tuttu...Dünyaya bir başka bakıyorsak, göz O'nundur. Işık O'nun....
Biz yaşadıkça yaşayacak Server Hoca...
Yaşatacağız....
( İstanbul Barosu Resmi Sayfası'ndan alıntıdır ).
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)