27 Nisan 2012 Cuma

İLK MÜRÜVVET


Ufaktan ufaktan bir çalışma vardı ama ihtimal vermedim. Ne de olsa henüz ana sınıfı bile değillerdi, miniktiler. "Anne kelebek oldum ben", " aaa ne güzel , hadi söyle" , " ı-ııhh unuttum işte".. Diyologlar hep böyle kaçak güreş. Ta ki 23 Nisan'dan iki gün öncesine kadar öğretmeni, çantasına bayramda giymesi gereken kıyafetleri belirtene kadar ciddiyet anlaşılamadı bizler tarafından.

Bayramlar hep mutlu etmiştir beni. Ama bu bayram başkaydı, kızım ilk kez sahneye çıkacak kelebek olacaktı. Heyecanımın yanında endişelerim de vardı. Çünkü Balkız çok alkıştan, fazla tezahürattan hoşlanmaz, bizim gösterdiğimiz coşkudan rahatsızlık duyar bazen bulunduğu ortamı terkederek tepki gösterirdi. Ya bizi gördüğünde sahneyi terkederse? Aklımda hep bu ihtimal vardı. Akşamdan hazırladım kıyafetlerini yanyana dizdim ; ben ondan heyecanlı ve telaşe. Sabah herkes uyurken sofrayı kurdum ama kursağımda bir yumruk ; ya sahneyi terkederse? Elimi kafamdaki düşünceleri kovmaya yarayacakmış gibi sağa sola salladım ve çocukluğumdan beri her bayram  " bugün bayram erken kalkın çocuklar..." şarkısını yine çenem titreye titreye söyledim. Nedense ben her bayram  böyle duygusallaşır gözyaşı israfına sebep olurum. Çoğu duygusal durumlarda domuz duyarsızlığına bürünebilen biri için bu durum beni gerçekten sarsar ,şaşırtır ama değişmez. Bayramlar hep duygusal ve özeldir bana.

Balkız da o sabah her zamankinden enerjik ve mutlu uyandı. Kahvaltı sonrası evden çıkarken Baba ile gözgöze geldik ; onda da bir sıkıntı..

Sahnenin tam karşısında arkalara doğru yer bulduk . Önce Şehit'ler için saygı duruşu ardından İstiklal Marşı . Büyük kısmını söyleyemedim dudaklarımı büzmekten ve gözyaşlarımı silmekten . İyi ki hep böyle bir kadın olmadığımı düşündüm, ne sıkıcı olurdu(m) . Akabinde minikler anons edildi ve Balkız sahnede ! Sadece tek bir gösteri beklerken Balkız başka bir grupla şiir okuyor hem de yüzünde çok ciddi ve kendinden emin bir ifade ile.  Ardından da kelebek gösterisinde . Şoktan kurtulamadan gösterisi bitti. Endişelerimiz yerini bulmadı. Balkız sahneyi terketmenin ötesinde  kendisinden daha büyük sınıfın gösterisini kurtarmıştı; hastalandığından gelemeyen çocuğun yerine geçip şiirini ezberleyerek . Müthiş bir iş başarmıştı .

Gösteri sonrası o sınıfın öğretmeni önce Balkız'a sonrasında da bize teşekkür etti.

Ben o gün hep ağladım ve müthiş sıkıcıydım. Ama Balkız hem gösterisi hem de kendi  başarısı için gözyaşı döken annesinin bu kulak memesi yumuşaklığı ve ıslaklığı için çok ama çok mutluydu.

Bir ilki yaşamıştık ailece ve kısacası hepimiz mutluyduk. Balkız bizim tahminimizin de ötesinde büyümüştü. Evde bize çetirdiklerinin adı "şımarıklık" , bizim o gün yaşadıklarımıza ise aile büyüklerinin vermiş oldukları ad  "  ilk mürüvvet"  olarak adlandırılıp kayıtlara geçti.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...