90 lı yıllardı..Arada bir yolunu bulur kalbimin attığı yere kısa zamanlı ziyaretler yapardım; İstanbul'a. Bu ziyaretlerden birinde Halep Pasajının alt katındaki dükkanlardan birinde ( belki de tek bir dükkan vardı tam hatırlayamıyorum ) bir dergi görüp elime almıştım; " MERHABA BEYOĞLU" .
Genel Yayın Yönetmeni Gürkan Kuş, Yayın Danışmanı Jak Deleon. Yazı Kurulu Çelik Gülersoy, Özdemir Kaptan Arkan, Giovanni Scognamillo, Jak Deleon, Ergun Hiçyılmaz, Sadettin Davran, Burçak Evren, Arzu Özbakış, Ali Topuz, Küçük İskender, Füsun Erbulak, Mesut Kara, Pınar Çekirge. Elimde bir cevher vardı. Atan kalbimin yaşadığı şehir bir yana Beyoğlu benim için özeldi . 1996 yılında rastlantı eseri keşfettiğim " MERHABA BEYOĞLU" 1997 yılı başından sonra bir daha yayımlanmadı. Ara Güler'in en güzel fotoları, Küçük İskender'in kallavi küfürlerle bezenmiş şiirleri; Füsun Erbulak' ın şehir tiyatroları ardındaki sönmüş , yitmiş aşkları, kabare suareleri, kulis hikayelerini; Giovanni' den lavanten hikayeleri ve sinema, Jak Deleon' dan Pera'daki Beyaz Ruslar ve Beyoğlu'nun Beyoğlu olmasına kattıkları ve daha nice güzel hikayeler,makaleler.... Hepsinin yüreğine ve kalemlerine sağlık !
Güneşi, denizi, martısı, kaldırımlarıyla farklıydı İstanbul bende; gönlümde. Uzun zaman sürecek bu efsunlanma ne vakit geçti biliyorum, biliyorum da keşke aynı kalabilseydi. Bazen düşünürüm hangi aşkım devam edegeldi. Sıkılıyor muyum, yoksa çok mu şey bekliyorum henüz bulamadım cevabı ; ama aşk kalıcı değil bende. Ben aşka aşık kadın ; sadece aşka..Aşkın şekle bürüneninden çok öte.. Aşklar bir bir geçmekte iken İstanbul ayakta bana bakıyor; o da eski sevgili.
Bir dargın bir barışık süren ilişkimiz hala devam etmekte; sanırım karşılıklı ve sessizce süren bir tutkumuz ve verilmiş sözlerimiz var İstanbul'la..O da ben de ara ara yutsak da, sözümüz SÖZ; yola devam !
6 yorum:
Abone olduğum, düzenli okuduğum dergiler vardı eskiden.Şimdi hiç biri yok :( Dergi okumak ayrı bir zevktir ama sanırım hepimiz yavaş yavaş internete yenik düşüyoruz :(
Evet Sevgili Gamze sanırım öyle :( Şimdi senin postunu olurken aklıma ageldi zamanında abone olduğum dergileri. Onyedi, Bluejean genç kızken ; Nokta ise sonraki yıllarda. Gırgır, Hıbır,Limon' u da unutmamak gerekir :)
Yazını okuyunca düşündüm de nicedir dergi okumuyorum. Oysa ne hoş dergiler vardı eskiden değil mi?
Negatif diye bir dergi vardı bak çok severdim ben onu ..
Romanların yeri ayrı, dergilerin ki ayrı. Çocukluğumda 'Doğan kardeş' serilerini anımsıyorum. Sonra 'Onyedi'yi, 'Hey' dergilerini.. Ve bir de annemin gençlik döneminde devamlı almış olduğu 'Hayat' ve 'Yedigün' Dergileri vardı. Onları ciltlemişti, bu dergide yer alan o dönemin renkli simalarının fotoğraflarına bakmak pek bir keyif olurdu benim için.
Yıllar geçtikçe ilgim tarihe, arkeolojiye, bilime, fotoğrafa kayınca dergilerimde değişti. Ve tabi ki, gez gez bitmez olan İstanbul'a sevdam ise hiç tükenmedi...İnt. ise leb-i derya! orada bilgiyle çoğalmakta var! esaretine kapılıp (anbean) kaybolmakta var!. Ya Özgürlük! hepsinden çok daha güzel bir şey:)) Sana sevgilerimi gönderiyorum Çoban Yıldızım:)ve iyi okumalar diliyorum...
Esinciğimm postunu okurken heyecanlandım birden; unuttuğum dergi isimlerini görünce :) Onyedi'yi dört gözle bekler ve bir kaç günde bitirir sonraki günlerde de ay başını iple çekerdim :)) Milliyet Çocuk'un yaklaşık 15 cilti mevcuttu, evirir çevirir okurdum.
Vee şimdi..evet internet bilgiyi ayağımıza kadar taşıdı ve daha da özgür hale getirdi.Ama benim yine de naftalin kokusuna karşı duyduğum sempati bi başka :)
Esinciğim senin yazılarınla İstanbul bana bir başka güzel geliyor. Buradan bunaldıkça senin ona olan tutkun ve anlatımın beni adapte ediyor bilesin :)) Sana kocaman sevgilerle !!!
Hayat İzlerim, Kitap Sesleri; Negatif , Nokta ve onu takip eden siyasi,politik,güncel haberleri ele alan çok güzel dergiler vardı ve pek çoğu battı :( Bunları takip edip okumuş olmak da bir ayrıcalık..
Bloğuma hoş geldin :)
Yorum Gönder