14 Haziran 2010 Pazartesi

BİR KADIN- BİR ERKEK


Kadının gözleri yerde dudakları titriyordu.Erkek ise kadının küçücük ellerini sıkıca tutmuş ısrarlı gözlerle ona bakıyordu. "Mümkün değil, "olması mümkün değil" dedi usulca kadın. Erkek "Olacak ! Ben olduracağım" dedi inanç ve aşkla.

Kadın İzmir'in Kadıfekale semtinde doğmuş , 13 yaşına bastığında imam olan babası onu zengin bir paşazadeye gelin etmişti İstanbul'a. Zengindi zenginliğine ya ama koca dayağı yanında bir de kayınvalideden dayak yemek çok ağrına gidiyordu. Üst üste iki oğlan çocuğu doğurmuş olmasına rağmen gördüğü eziyet karşısında bir gün iki çocuğunu da alıp baba evine dönemeyeceğini de bildiğinden çekip çıkmıştı evinden. İlk zamanlar yerini gizli tutmak için neredeyse kaçak yaşar olmuştu. Paşazede gittiği tüm yerleri bulmuş, önce eziyet, eziyete boyun eğmeyen karısını bu sefer tatlı konuşarak ikna etmeye çabalamış ama sonucun değişmeyeceğine ikna olunca da nikahını vermek için fazla direnmeye gerek duymamıştı. Onu bu mücadeleden alıkoyan en büyük sebep analarına koz olarak kullanmayı düşündüğü iki oğlunun da babalarıyla kalmak istemeyişi olmuştu.

Kadın , bir komşusu vasıtasıyla Karaköy'de büyük bir şirkette çalışmaya başlamış kendisinin ve çocuklarının nafakasını çıkarır olmuştu. Mutluydu; en önemlisi çocuklarıyla huzurlu bir evi ve dünyası vardı. Hemen herkesle rahatça iletişim kurar, tatlı diliyle çözümsüz gibi görünen tüm hususları kolayca yoluna sokardı. Şirketteki ilk yıl tahmin ettiğinden de kolay ve güzel geçmişti.

Erkek çok genç olmasına rağmen iri cüssesi ve ciddi tavrı sebebiyle yaşından oldukça büyük görünüyordu. Bolu'dan İstanbul'a çok küçük yaşlarda gelmiş , okuyamamış, kendini bildi bileli de Beyoğlu'ndaki çeşitli restaurantlarda her türlü işi hiç yüksünmeden yapmasıyla yarına hazırlanıyordu. Yarınları için büyük umutları vardı. Kah garsonluk,kah aşçı yamaklığı; bu sefer ise çalıştığı restaurantın şirketlere yemek servisliğini yerine getiriyordu.

Karaköy'deki şirkete yemek siparişlerini götürürken o zamana kadar hiç görmediği belki de fark etmediği kadını gördü. Gözleri takıldı. Kadının yüzünde huzurlu ve kendinden emin tavır, dudaklarında asılı kalan gülümsemesiyle baktığı evraklarda sanki dünyanın en güzel işini yapıyordu. Kimdi bu kadın ? Kafasında kısa bir duraksamadan sonra " Sana ne? " diye cevaplayıverdi yine kendisi. Kimse kim di?

Sabaha karşı eve gittiğinde sırt üstü yatıp o gün gördüğü kadını düşünmeye başladı. Ne kadar manalı bir yüzü vardı.Kocaman kahve rengi gözlerini çevreleyen kıvrık kirpikleriyle güzel taranmış simsiyah dalgaları saçları kafasına kazınmıştı. Bütün gün iş yaparken, siparişler için bir yerlere giderken aklında hep bu gözler vardı. Kafasını döndüğü her yerden ona bakacak , bakmasını ümit ettiği o kahverengi gözler !

Ertesi sabahı iple çekti.Öğle vakti yine aynı şirkete yemek servisi götürdü. Gözleri o masadaki kadını aradı . Ama bir yığın evrak dolu masada kimse yoktu. Daha fazla oyalanacak sebepte yoktu. Şirketten çıktığında kalbi kulkalarından çıkacakmış gibi atıyordu. Neredeydi kadın? Yoksa dün gördüğü bir rüya bir serap mıydı ? Çaresizce ağlamak istiyor ama iri cüssesi ve her daim ciddi tavrına hiç de yakışmayacağını düşünüp dudaklarını ısırıyordu. Ne oluyor bana diye düşündü. Dokuz yaşından beri gece gündüz çalışan, bu zamana kadar da aklına hiç kadın meselesi düşmemiş kendisini yadırgıyor ama kalbinin bu kez farklı çarpmasına engel olamıyordu. Ne yapıp edip bir sebep bulup geri dönmeliydi. Gün bitmesine yakın elinde beş adet bol fıstıklı kazandibi ile şirkete vardığında masada gördüğü kadın ile içine gün doğdu.Ciddi yüzüne yanlamasına etiket gibi yapışan gülümsemesine engel olmıyor kapıda hiç kıpırdamadan duruyordu. Onu ilk farkeden içerdeki şef oldu. Sonra diğerleri. Kadın gözlerini kaldırıp karşısındaki erkeğin gözlerinin onda olduğunu farkedip başını yine o tatlı gülümsemesiyle evraklarına eğdi. Erkek kendini toplayarak hemen şefe yönelip , patronun tatlı ikramını getirdiğini söyleyerek yine bir gözü kadında şirketi terketti.

İşte oradaydı, orada ! Demek ki gördüğü ne bir rüya ne de seraptı. Sevinç ve heyacandan çılgına dönmüş Karaköy'den Beyoğlu'na koşar adımlarla geçmişti. Hayatının kadını ve ilk aşkı olacak kadın için "Buldum, buldum ! " diye bağırırken bir taraftan da hiç kimsenin onda görmeye alışkın olmadığı gülümsemesiyle gelen geçene sarılıyordu.

Kadının gözleri yerde dudakları titriyordu. Erkek ise kadının küçücük ellerini sıkıca tutmuş ısrarlı gözlerle ona bakıyordu. " Mümkün değil, olması mümkün değil" dedi usulca kadın. Erkek " Olacak! Ben olduracağım " dedi inanç ve aşkla. Tam tersi gibi görünse de kadın erkekten 12 yaş büyük ve iki tane de çocuğu vardı. Olması gerçekten mümkün görünmüyordu. Ama erkeğin inanç ve sevgisine inat da eklenince erkeğin evlenmelerine muhalefet eden akrabalarından birkaç ay saklanmak zorunda kalmaları ve herşeye rağmen evlenmeleri , ölene kadar sürecek mutlu bir yuvanın başlangıç noktasıydı. En kötü günleri sadece kaçmak zorunda oldukları o birkaç ay olmuştu hayatlarında. Erkek, hiç baba sevgisi ve merhameti tatmamış erkek çocuklara baba, kadına ise gerçek bir koca olmuştu. Aşklarının ortak meyvesi bir erkek çocuk ile de bundan sonra hiç ayrılmayacaklarının ilanını vermiş oldular akrabalarına.

Kadın 83 yaşında vefat edene kadar erkek onun yanındaydı, yanıbaşında. Çok ama çok mutlu bir hayatları , yıllara meydan okuyan harika bir aşkları vardı. Hayatımın aşktan ötürü yara alan en zor zamanlarımı onların yanında sararak geçirmem yine onların muhteşem aşk hikayeleri ile mümkün oldu. Bugün erkek hayata gözlerini yumarken, kadınına kavuşacağı heyacanı içinde hiç umutsuz değildi. Gözlerinde yıllar öncesinin inancı, aşkı ve heyecanı içerisinde onu bitiren hastalığına hiç direnmeksizin , sevdiğine kavuşacak olmanın telaşıyla hepimize elveda dedi.

Bu dünya sahnesi böyle bir kadın ve erkeğin aşkı ile herşeye rağmen umudu , inancı ve sevgiyi toprağına nüfus ederek çoğalmayı salık etti...


22 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

Zühreciiim , nasıl güzel bir yazıydı bu... Yazının sonunda hep, O benim Babaannemdi, Anneannemdi gibi bir cümle aradım bulamadım...
Kavuşmuşlardır , ne kadar mutlulardır şimdi...

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Laleciğim onlar benim üst komşularımdı.Evet şimdi her ikisinin de çok ama çok mutlu olduklarını hissediyorum.Orada da eminim her akşam saat 19 da mutlaka türk kahvesi içip fal kapatıyorlardır.Nurlar içinde uyusun her ikisi de.

mavi dedi ki...

Of yaaa, harika bir aşk. Gerçekten ölmeyecek bir aşkmış. Bayıldım..

Asuman Yelen dedi ki...

Çok hoş bir yaşam öyküsü. Bence de kavuşmuşlardır.

mine dedi ki...

ah o zamanlar ...
adam gerçekten sevmiş 12 yaş büyük bir fark , eminim çok mutlulular şimdi
çok hoş yazmışsın, ellerine sağlık

cenebaz dedi ki...

O devirde böyle olumsuz koşullara direnip,evlenebilmişler,ne mutlu onlara. İkisi de nur içinde yatsın.

Çınar dedi ki...

Aşkın yaşının olmadığını kural tanımazlığını sevginin her engeli aşacağını gösteren ne güzel bir yaşam öyküsü.

Umarım mutludurlar yanyana.

Allah rahmet eylesin

Sevgiler

Newbahar dedi ki...

Bir zamanlar böylesi aşklar yaşanmış...

bir zamanlar!...

Masal gibi geliyor kulağa.

Sevgiler

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Şenizciğim gerçekten harika bir aşktı onların ki.onlar tanıdığım en harika insanlardı.Bayramlarda telefonu açarken alo yerine iyi bayramlar , sair zamanlarda ise herhangibir İzmir türküsüyle açılırdı ahize.

Asumancığım, Mineciğim evet kavuştular birbirlerine tam üç gün önce...

Cenebazcığım bu devirde hiç kimse hiç bir bedel ödemeden birşeylere sahip olmaya çalışıyor.Ama o kadar kolay değil.Onlar göze alıp hayatlarını sevda masalı yapmışlar.

Çınarcığım sevginin her engeli yıktığının en güzel örneklerinden biri gerçekten.Birbirlerine adanan bir hayat, dop dolu geçen bir ömür..

Newbaharcığım, bu devirde böyle aşklar var mı diye sorarken cevabı olumlu düşünemiyoruz değil mi? Tüketiyoruz her şeyi çok büyük hızla sevgiyi,aşkı,hayatı.Herşey elimizin altında oldukça ve birbirine ikame edebildikçe kıymeti azalıyor nezdimizde,gözümüzde.Özlem yok... Özlemeyi unuttuk.Herşey çok farklı yaşanıyor.

Herkese kucak dolusu sevgiler dilerim.

bilge dedi ki...

-Sevgili Çoban yıldızı canım arkadaşım yine duygu yüklü bir yazı..kalemine kuvvet arkadaşım..

*- bloğuma bir uğrarmısın? bir ödülünüz var sevgilerimle..

Puzzle. dedi ki...

İnanç ve sevgi bir kadın ve erkeğin aşkı,Sevmek iki insanın tek bir ruha tek bir bedene sahip oluşu kadar sevmek,aşkta öyle bir şey senin kalbin o,onun kalbi sen olmaktır.yüregin aklın,ruhun,bedenin o dur.
Ah sevgili bana gökyüzü deme gökyüzü sen
Tanrının yarattıgı baktıgım ne varsa gördügüm herşey adı sen
Yolum sen
dilimde zikrim sen
Yatagım
evim
düşüm
Nefesim; bana can verilen, tanrıdan yana ne varsa şu soluk,ŞU suret bile sen.
Aşk...aşk ,aşk. evet aşkı anlatmak yetermi hayır aşk tanrı gibi insanın tanrıyı sevmesi gibi içinde çogalan bitimsiz. aşkta çogalan bir duygu degilmidir.kalemine saglık bizlerle bu güzel aşkı paylaşarak okumamızı sagladıgın için.Bu arada sana bir ödülüm var bloguma ugrarsan sevinirim.

Zeugma dedi ki...

Canım Zühreciğim;
Bu inanılmaz aşk öyküsünü ne muhteşem aktarmışsın ama...
Bir solukta okudum. Gerçek hayattan olduğunu duymak daha da inanılmaz kıldı.
Ve üç gün önce kavuştuklarını duyunca içim titredi...Üzülsem mi sevinsem mi bilemedim...
Çok ama çok etkilendim..

Mekanları cennet olsun inşallah..

Yazan duygu dolu yüreğine sağlık canım...
Sevgilerimle...

Zeugma dedi ki...

Bu arada; kandilini kutluyor, sevgiler bırakıyorum...

Zeugma dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
sünter dedi ki...

Sevgili Zührecim,
okurken insallah kurgu degildir diye gecirdim icimden. Iyiki aski böyle yasayan insanlar da var.
Iyi ki kimseyi dinlememisler.
Sana da ne mutlu böyle bir cifti yakindan tanimissin.Insana umut verir böyle insanlar hakikaten.

Sana hayirli kandiller diliyorum. Birde o iki insana Allahtan rahmet diliyorum.
Öpüyorum

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

BİLGECİĞİM,canım arkadaşım, güzel postun ve bana verdiğin ödül için çoook teşekkür ederim.Sevgiyle kucaklıyorum arkadaşımı.

PUZZLE, puzzle,puzzle.. Aşkı senin gibi anlatan başka bir şair tanımadım desem..Ne yüceltme ne de abartma yapıyorum inan. Seni okurken kilometrelerce koşmuş gibi çarpıyor kalbim,sıkışıyor yüreğim satırlarında.Nasıl nasıl diyorum böyle bir hissediş ve dile geliş. Senden aldığım yine şiirle bezenmiş harika yorumun beni onurlandırdı Sevgili Puzzle. Aşk yüreğinde hep çoğalsın hiç bitmesin,tükenmesin ki seni bulalım,okuyalım...
Hep aşk ve sevgiyle kal arkadaşım.

CANIM ZEUGMAM, öncelikle geçmiş kandilin kutlu olsun.Hep kandil nuruyla dolsun yüreklerimiz,aydınlansın zihinlerimiz.
Canım benim; hfata sonu telefonunum azizliği sebebiyle bana ulaşamamışlar defin için.Öğrendiğimde iki gün geçmişti.Önce şok oldum sonra ağır bir üzüntü. Defalarca girip çıktığım kapıyı okşadım,ağladım.Ama sonra dediğin gibi kavuşmayı her zaman bekleyen o kalbi hatırladım ve uslandım, dindim.Nurlar içinde yatsın ikisi.KAbirleri yan yana ama biliyorum ki orada da el eleler.
Sevgiyle kucaklıyorum Zeugmam seni! Buraya kadar geldiğini bilseydim keşke dedim hep, inan !

SÜNTERCİĞİM, senin de geçmiş kandilini kutlarım canım benim. Evet iyi ki böyle bir aşk gerçek ve yaşanmış.Ben onlar varken hep feyz aldım, hep umutlandım YENİDEN olacaklar için,AŞK için.Işık gibi doğmuşlardı içime ve hayatıma.Nurlar içinde yatsınlar.Sevgiyle kucaklıyorum seni!

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

SEVGİL PUZZLE, ÖDÜLÜN İÇİN TEŞEKKÜR ETMEYİ UNUTMUŞUM.ÇOOOK TEŞEKKÜR EDERİM,SAĞOL.

lezzetlisomunlar dedi ki...

Gerçek aşk,bence de bu işte..Hiçbir şey engel değil demek ki..İstedikten sonra oluyormuş demek ki..Zühre Hanım,mekanları cennet,toprakları bol olsun inşallah..

didem dedi ki...

Sevgili Coban Yildizi,
Bloguma bakar misiniz? Size bir odul var! Sondan bir onceki yazi.
Sevgilerimle, Didem

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Lezzetlisomunlar, sevgili arkadaşım ,haklısın gerçek aşk sorgu tanımıyor.Çok teşekkür ederim.Sevgilerimle.

Didem'ciğim ödülün için çook teşekkür ederim.Ama ben hala senin bloğunu açamıyorum.Hele bugün bir hayli uğraştım arkadaş listesine de ekleyemedim."Profil uygun değil" yazısı çıkıyor.Ayarlarına bakabilir misin? Benim gözden kaçırdığım birşey olursa benimle de paylaşırsan ben de ona göre ayarlarımı değiştirebileyim.Çok teşekkür ederim.
Sevgilerimle.

Yaşamın kıyısında dedi ki...

Okurken bir yandan da "kurgu" "gerçek" ikilemesine düştüm Zühre'im. Sonrasında da "acaba kim çıkacak sonunda" beklemesine geldim.
Yazı muhteşem, aşkları muhteşem. İnan bu sıcacık yuvayı senin gibi tanımak isterdim.
Tatil falan derken okumalarım ertelendi, şimdi tek tek okuyorum, tabi geç olunca da yorumlarda sorularımın cevaplarını buluyorum.
Sevgiler canım...

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Teşekkür ederim NUR'cuğum.Benim de yoğunluktan toplu okuduklarım oluyor bazen.Aşk, muhabbet ve sevgiden hiç ırak olmasın bu gönüller Nurcuğum.Sağol,varol.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...