27 Mayıs 2012 Pazar

NORMAL

Konservatuvarın yıl sonu konserlerini kaçırmazdık babamla, özellikle de şan gecelerini. O yıl ki konserde sahnede fazlasıyla yer alan kişi , bas bariton olağanüstü sesi ,değişik fiziği ve vücut diliyle diğerlerinden çok farklıydı. Aryası bittiğinde verdiği selam , yüz ifadesi ve yürüyüşüyle izleyenlerin hafif gülümsemelerine sebep oluyor ama hayranlık daha ağır basıyordu. Yıl sonunda özel şan dersleri için konservatuvara gidildiğinde master öğrencilerinin en iyisi olan bu kişiden ders almaya başladım. Ben kendisine .... ağabeyi diye hitap ettiğimde etraftaki gülüşmelere ve kol dürtmelerine şahit oluyor anlam veremiyordum; anlam verebilecek ne yaşa ne de tecrübeye sahiptim. Bir gün ders sonunda kapı çalındı ve içeri giren kişi kulağına bir şeyler fısıldadı. O anda elektrik çarpmışa dönen ve ne yapacağını bilemeyen ....... ağabeyi buz kesmişe döndü. Gözleri doldu ve ellerimi tuttu. Geldi dedi. Kim? dedim. O dedi. O kim diyen gözlerimi tek aşkım diyerek yanıtladı. Hadi dışarı birlikte çıkalım , onu tek başıma görmeye hazır değilim dedi. Çıktık. Bir grup kalabalık öğrenci içerisinde kızların hangisi olabileceğini düşünürken beyaz tenli çok yakışıklı birini gösterince birden yer ayağımdan kayar gibi oldu. Başım döndü ama sanırım belli etmedim. Çünkü o benden daha bedbaht bir durumda , yüzü bembeyaz olmuş bayılmak üzereydi. Aşkının hikayesini anlatmaya başladı; karşılıksız tamamen platonikti. Bir süre sonra derse girdiğimizde bu kez ona hitap edilmiş şiir defterini çıkarttı. Gözyaşlarına engel olamıyordu. Bu durumun , yani eşcinsel olduğunun kendini bildiğinden beri var olduğunu ve ailesinin de onu böyle kabul edip sevildiğini anlattı. O zaman anlamıştım manalı gülüşlerin, imaların sebebini. İlerleyen zamanlarda ailesinin İzmir'in en iyi ve tanınmış ailelerinden olduğunu ve gerçekten de onu olduğu gibi ve çok sevdiklerine tanık oldum. Bu sevgi ve kabullenilme ona iyi bir kariyer sağlamanın ötesinde başarının da kapılarını açmıştı. Birçok uluslararası festivalde onlarca ödül ve Türkiye'nin köklü geçmişi olan bir devlet operasında solist sanatçı olma ve hala devam etme şansını sağladı. Başarılarına başarı katmaya devam ediyor.


Tüm bunları hatırıma getiren şey geçenlerde duruşma sırasını beklerken bir transseksüelin sanık sıfatıyla duruşmaya çıkması oldu. Polis tarafından arabada oral seks yaparken yakalanmıştı. Daha önce de aynı suçtan dolayı cezası ertelenmiş bu sefer her iki suçun cezası birleşerek hapis cezasına hükmedilecekti. Sonuç farklı olsa dahi çıkışta yapacağı iş yine fahişelik olacaktı. Başka şansı ve alternatifi yoktu. Acaba içindeki kadınlığı hissettiğinde ailesinin verdiği tepki ve müeyyidesi ne olmuştu? Bir çokları gibi dışarıda hayat aramalarına sebep  ilk itelenmeyi ailede yaşamaları... Kabullenmek kolay değil, kolay olmasa gerek. Bunun doğuştan kaynaklanan bir sebep olduğunu düşünen, bilen ailelerin sayısı çok ama çok az. Onları diğer çocuklarından farklı , anormal hatta engelli  görmeyen aileler çocuklarına sevgi ve güvenle toplum içindeki yerlerini sağlamlaştırma konusunda ilk temeli oluşturuyor. Önyargısı kuvvetli bir toplumda yer almaları kolay olmasa da başları dik durabiliyorlar. Örnekleri var; az da olsa.


Bu uğurda aile mahkemesinde mahkumiyet alan ve cezasını canıyla ödeyenlerin sayısı oldukça çok. Kadın cinayetleriyle, eşcinsel cinayetlerini "NAMUS" adı altına alan ve haklılığını bu iki hecelik kelimeye sığdıran zihniyetin mahkumiyeti hangi yasa maddesi ve hangi  müeyyide altına alınırsa alınsın sonu gelmeyecek bir ülkede yaşıyoruz. Bu ülkenin başbakanının kadının yasa ile çerçevelenmiş kürtaj hakkını "cinayet" olarak nitelendirmesinin altında NAMUS kavramının kalp ve beyinden çıkıp , bel altına alınmış hali yok mu? Sizce? ....



6 yorum:

laleninbahcesi dedi ki...

Başkanlığa hazırlanırken, her şeye hakim oluruma da hazırlıyor bizi...Anormalleşme sürecine gireli çok oldu da biz bunu normal olarak kabul etmeye başladık.Kavram karmaşası içindeyiz, normal olan neydi sahi?

Zührem Çoban Yıldızım...

Blogger Bolat dedi ki...

Çok hassas bir konuda değinmişsiniz ama bu ülke vicdanını kaybetmiş!

Zeugma dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Zeugma dedi ki...

Konuyla ilgili bir yazıma bırakmış olduğun yorumun açılımını şimdi öğrendim sevgili Zühreciğim...
Eşcinselliğin bir tercih değil, kromozomlardan kaynaklı bir yönelim olduğunu bilip ona göre davranan kaç insan var şu ülkede...?
Öncelikle aile tarafından dışlanıyor ve yaşamını idame ettirebilmek için maalesef hiç istenmeyen yollara başvuruyorlar bu yüzden. Dahası hepsi öyle zannedilip kin ve nefret duyguları iyice beslenip büyütülüyor kendilerine karşı..
Ah,ah.. Çok çok zor bir durum bu.
Allah yardımcıları olsun..

Dolayısıyla namus kavramının devreye girdiği her ne varsa beyin ve kalp devreden öyle bir çıkıyor ki, dediğin şekilde..
Sorma gitsin!

Ellerine yüreğine sağlık paylaştığın için...
Sevgiler...

didem dedi ki...

Escinsellige maalesef baska gozle bakiliyor. Hem dislaniyorlar hem bircok haklari ellerinden aliniyor. Yazik...

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Evet DİDEM ciğim tüm dünyadaki durumları zor.Ama bizim ülkede çok daha zor.Tüm aileye sevgilerle!

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...