27 Mayıs 2010 Perşembe

GÜZEL IŞIK


2003 yılında tanışmıştım kendisiyle. Ona gelinceye kadar ecel terleri dökmüş çok ama çook korkmuştum. Gittiğim ilk doktor bir göğsümde ve popo kısmında başlıp bacaklarıma inen yerlere yayılan sivilceye benzeyen siğilleri gördüğünde irkilmiş, biraz geriye çekilmiş ve bunun çok tehlikeli bir hastalık olduğunu hemen biyopsi yapılması gerektiğini söyleyerek gün vermişti. Duyduklarımı reddeden kulaklarım ağzımla işbirliği yaparak tekrar tekrar sordu; neden diye. Doktor bunun bulaşıcı olduğunu ve partnerimde de aynı sorunun olup olmadığını hatta partnerimden geçmiş olabileceğini söyledi. Daha da şok oldum.Çünkü henüz nişanlıydım ve nişanlım da yannımdaydı. Bir süre önce Beyoğlu'nda gitmiş olduğum kuaför ve güzellik salonu aklıma geldi. Oradan kapmış olmalıyım dedim ama doktorun bana tiksinmeyle karışık duygularla baktığını ve benden uzakta durmaya çalıştığını hissettim üzüntü ve kızgınlıkla. Kaçarcasına çıktım dışarı. Hayır dedim, mümkün değil. Başka bir doktora daha gideceğim. Bu arada nişanlım şoktan çıkamıyor ve ne yapacağını şaşırmış benim yönlendirmeme ihtiyaç duyuyordu. Hemen kısa yollu bir araştırma yaparak Türkan Saylan'ın bana çok yakın bir hastanede görev yaptığı bilgisini aldım. Bu zamana kadar hep tv ekranlarından görmeye alışkın olduğum ve bilime katkıları , sosyal alandaki çalışmalarından dolayı hayranlıkla izlediğim kızıl saçlı ve çilleriyle Türkan Hanım karşımdaydı. Beni muayene etti ve sıcacık gülümsemesiyle hiç önemli birşeyim olmadığını, bir yerden eneksiyon kapmış olabileceğimi ve bunların ufacıcık bir yakma olayıyla temizlenip hayatıma kaldığım yerden devam edeceğimi söyledi. Elleri sırtımda gözleri gözlerimin içinde. Diğer doktorun teşhisini anlatığımda yine sıcacık bir tebessüm ile teşhisi reddetti. Yüzde 99 gittiğim salondan kapmış olduğumu söyledi. Kendimi onun ellerine teslim ettim. Siğiller yakıldı ve bir daha çıkmamak üzere bedenimi terketti.


Hastaneden yanındaki şöförle ayrılırken beni giriş kattaki koltuklarda oturmuş görüp ,şaşırdı.
"Neden hala buradasın? "

" Çıkış işlemlerimdeki aksaklığı gideriyorlar"

" Ama bu kadar uzun sürer mi hiç canım. Sen yeni operasyondan çıktın."

Bankodaki görevlilere doğru giderken Hay Allah hiç olur mu deyip başını bir sağa bir sola sallayıp çözüm bulamaya çalışması bu zamana kadar aile doktorumuz hariç hiç bir doktordan görmeye alışkın olmadığım bir tavırdı. Ayağa kalktım, gerçekten iyi olduğumu ve üzülmemesi gerektiğini söyledim. Keza şöförü bekliyor ve bir yere yetişmelerini gerekli gösteren acele bir tutum izliyordu. Ama o hiç oralı olmadı.Benim oradan bir an önce ayrılmamı sağladı ve ondan sonra gitti.


Şimdi elimde gecikmeli olarak aldığım Ayşe Kulin tarafından kaleme alınan "Tek Ve Tek Başına TÜRKAN" kitabı var. Her sayfasını özümseyerek ve okşayarak okuyorum. Yaptıkları ve kattıkları o kadar çok ki insanlığa ve memlekete... Okurken tıkanıyorum. Sırf aydınlığa adanan bir hayat sunmaya and içmiş biri olduğu için vedaya hazırlandığı bir dönemde görmüş olduğu muamele affedilir gibi değil. Devlet kademesinden ve hükümet kabinesinden tek kişinin katılmadığı törende tüm sevenlerince , iyileştirdiği hastalarıyla ve okuttuğu kızlarıyla uğurlandı Türkan Anne.

Yaktığı mum her daim yanacak her türlü fırtına ve yağmura rağmen tüm dönemlere ve seslere inat; belki her zamankinden de fazla bir ışıkla...

13 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Gözlerim doldu.
Sadece kendi kişiliği değil bir hastaya gösterdiği ihtimamla da bir kez daha gönlümü fethetti. Rahat uyusun...

Asuman Yelen dedi ki...

Onun insani ve mesleki kişiliği ile ilgili hep olumlu şeyler duymuştum ama böyle tanıdık bir ağızdan birebir yaşanmış bir anektod beni çok etkiledi doğrusu. Nur içinde yatsın...

bilge dedi ki...

dünyaya ender gelen sağduyulu insanlardan biriydi ruhu şad olsun..

Esin Bozdemir dedi ki...

Yazınızı okurken bir kez daha etkilendim eşine az rastlanır böyle aydın ve bir o kadar da hümanist bir insan olan Türkan Saylan Hanımefendi'den...

O'nun yaktığı mum ilham olacak ve nice kuşakları aydınlatmaya devam edecektir...

Kendisine bu kadar yakın olabilmiş bir insan olarak bizimle paylaştığınız bu anektod'dan ve dolayısıyle onun hastaya yaklaşımlarına dair alınacak pek çok dersler olduğunu düşünerek, size de çok teşekkür ederim...

Ruhu şad olsun. Saygı ve rahmetle anıyorum...

LEZZETLİ SOMUNLAR dedi ki...

İçim bir hoş oldu..Onunla ilgili olarak hep hoştu zaten ama daha da derinleştim.Size de geçmiş olsun tabii bu arada..Türkan Hoca'y dalıp sizi unutmayayım..Ruhu şad olsun..

Newbahar dedi ki...

Bir musibetin getirdiği güzellik...
O rahatsızlık olmasaydı, o doktorun dediklerini kabullenseydiniz nerden böylesi değerli bir hanımefendiyle rastlaşacaktınız değil mi?

Tanışmış olmak, sesini duymak, anlamak, anlayabilmek...
Türkan Saylan olabilmek/ biraz olsun!..

Ne kadar çamur atmaya kalksalarda bilen biliyor O'nu değil mi?

Ruhu şad olsun.

Arzu Sarıyer dedi ki...

Nedeni ne olursa olsun O'nu yakından tanımak ne büyük şans.Ben de tanıdığım için şanslı sayılanlardanım."Tek ve Tek Başına Türkan"O'nu en iyi anlatan kitap.En çok etkisinde kaldığım ve kendimi bulduğum bir kitap.Senin de okumuş olmana sevindim.Sevgilerimle.

Çınar dedi ki...

Binlerce kardelen'in umudu Türkan Saylan Hoca ne acıdır ki hastalığının en ağır döneminde hem de ülkeyi yönetenler tarafından, hiç te haketmediği bir muamele gördü son günlerinde. Nurlarda yatsın.

Paylaşımın için teşekkürler canım

Sevgiler

laleninbahcesi dedi ki...

Zührecim , hastalığın sana nasıl güzel bir dönüş yapmış... Türkan Sayalanı tanımak... Nasıl güzel bir şey...

Ama hepimizin içinde hep bir yara olacak, son günlerinde yaşayılanlar...Onu bile nasıl vakur karşıladı...

Sevgiler canım...

sufi dedi ki...

O Dünyadaki emsali az bulunan insan gibi insanlardan biriydi. Yaşamının son günlerinde ona layık görülen o davranışları gönlümüz asla affetmeyecek.Nur olsun dilerim.Ayşe Kulinin hakkında yazdığı kitabı ancak gözyaşlarıyla bitirebildim. Türkan hanımı bizzat tanımak şansına kavuştuğun için, inanıyorum bizler gibi sen de çok şanslısın sevgilerimle.

Zeugma dedi ki...

Ağlattın beni :(((
Hem de epeyce....
O kadar etkileyici bir anı ki bu !

Her zerresinden insanlık fışkıran muhteşem bir kadındı o... Bunu bir kez daha anladım.
Böyle eşsiz bir Cumhuriyet kadınını son günlerinde mahkeme salonlarına taşıyan zihniyet kahrolsun...

Bunları yazıya döken ellerinden ve yüreğinden öpüyorum seni...

Sevgilerimle....

Mehmet Osman Çağlar dedi ki...

Çok büyük bir kayıp..toprağı, rahmeti
bol olsun..Sevgilerimle

ÇOBAN YILDIZI dedi ki...

Sevgili Leylakcığım,Asumancığım,Bilgeciğim,Esmirciğim,Lezzetlisomunlar,Newbaharcığım,Gökçeciğim,Çınarcığım,Laleciğim,Sufi'ciğim,Zeugma'm,Jivago

Böylesi bir insanın varlığı ülkemiz ve insanlık adına çok büyük bir şans iken değerini bilememek en kötüsü bilip de gösterememek toplum bilinci,vicdanı ve vefası açısından sınıf atlayamama sebeplerimizin başında geliyor.DAha ne değerlerimiz var kıymetini bilemediğimiz. Aklıma " ya öl ya git kıymetin bilinsin" atasözü geliyor. Ama farkındalık, yerindelik ne kadar önemli değil mi?
Güzel yorumlarınız Türkan Hoca'nın ruhuna gitmiştir diye düşünüyorum.Ruhu şad olsun.
Hepinizi sevgiyle kucaklıyorum.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...