9 Haziran 2012 Cumartesi





Bu aralar çok dalgınım. Arabayla giderken bir köprünün altında durduğumda kendime geldim ve nerde olduğumu bilemedim. Sanki orada uyanmış, ya da biri tarafından oraya konulmuştum. Bu akşam ise yemek masasında bardağıma yeniden meyve suyu doldurmak istediğimi düşünüp, masanın karşı çaprazında bulunan şişeye baktığımı hatırlıyorum . Daha sonra ise bardağın dolu olduğunu gördüm. Hangi ara o bardağı doldurduğumu asla hatırlamıyorum. Kayıt hiç yok ,tertemiz . Bu aralar çok dalgınım ve bundan korkuyorum. Sarfedildiği söylenen diyologları hiç hatırlamıyorum, kulağım o kelimeleri sezmiyor bile . Sanki kayda basılmayı unutulan teybin boş kasedi gibiyim. Kafam kendi düşüncelerim , replik ve düpliğini kendi oluşturduğum cümlelerle dopdolu ancak dış aleme kapalı. Ne korkunç bir durum kendinden şüphe etme . Dedim , demedim; dedin, demedin.. Sürmenaj bu olmalı. Bu beyni dinlendirmeli. Buradan gitmeli. Gökyüzüne uçup süzülmeli. Balık olup diplere inmeli. Sessizliğin sesini dinlemeli. Güneşe yüz vermeli. Toprağa ayak basmalı. Yollara vurmalı. Bilmediğin yerlerde durmalı. Kendi adımı unutmadan sevdiğim herşeyi tekrar tekrar kucaklamalı. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...